Beklemek yok!
Randevunuzu Hızlıca Oluşturabilirsiniz
Hemen randevu alabilir ya da detaylı bilgi için bizi arayabilirsiniz.
Kaygı insanın hayatını tehdit eden iç ve dış çevredeki herhangi bir olasılığı tehdit olarak algılayıp yorumlaması sonucunda meydana gelen hislerden biridir. Anksiyete bozukluğu insan tarafından tanımlanan olay ve sorun ya kendisi için doğrudan tehdittir ya da insanın olayı kendi bakış tarafından değerlendirmesi sonucu tehdit olarak anlamlandırılmıştır. Kaygı hali; bir duygu hali, bir yaşantı durumu, bir belirti, bir bozukluk veya bozukluk grubu olabilmektedir.
Kaygı durumu, insanlar tarafından belli süreçlerde yaşanabilecek olağan bir tepkidir. Belirli seviyedeki kaygı, doğal ve gereklidir; insanı tehlike veya tehdit karşısında koruma, harekete haline geçirme işlevi gören bir zihinsel mekanizmadır. Bir kamyon tarafından ezilme tehlikesi geçirirken, sınav kapısında dururken, topluluk karşısında konuşmaya başlamadan önce, okulun ilk gününde, özel biri kişi ile yaşanan ilk görüşmede ya da yeni ve farklı bir etkinliğin başlangıcında birçok insan kaygı yaşayabilmektedirler. Amacı hayatın uyumlu ve düzenli sürmesini sağlamaktır. Bu sebeple insanın kaygı yaşantıları sürekli bir hastalık belirtisi olarak düşünülmemelidir.
Yoğun kaygı halinde olan kişiler ise, olaylara ve sorunlara, tehditle orantısız, uygunsuz ve abartılmış cevaplar verirler. Hisler geleceğe yöneliktir; çoğunlukla tehditi öngörür ve tehditle ilgili zihinsel görüntüleri de içermektedir. Örnek olarak topluluk karşısında konuşma korkusu olan bir insanın konuşmasından önce, “ya hazırladığım slaytları unutursam?” “Cümleleri birbirine karıştırırsam?” biçiminde düşünebilir. Kendisini topluluk karşısında donakalmış bir şekilde hayal edebilir.
Anksiyetenin (Kaygının) Nedenleri Nelerdir?
Kaygının tek bir sebebi bulunmamaktadır. Genetik durum, biyolojik sebep, çevresel faktör ve psikolojik birçok faktörün etkileşimi sonucunda gelişmektedir.
Kaygı bozuklukları rahatsızlığı ile ilgili yapılan aile çalışmalarında, genetik yatkınlığının olduğuna dair veriler ve sonuçlar bulunmuştur. Kaygı bozukluğu rahatsızlığı olan insanların birinci derece yakınları diğerlerine göre daha fazla kaygı bozukluklarına denk gelinmiştir.
Genetik bir yatkınlıktan söz etmenin yanı sıra, biyokimyasal alanda yapılan araştırmalar ve çalışmalarda da adrenalin-noradrenalin, kafein, karbondioksit ve seratonin düzeyinin artmasının veya azalmasının kaygı bozuklukları rhatsızlığı ile ilişkili olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca bazı sodyum, laktat gibi nörokimyasal maddelerin yoğunluğuyla, insanda yapay olarak kaygı oluştuğu gözlenmiştir.
Kaygıya ayrıca, ikili ilişkinin sona ermesi, fazla şiddetli tartışmalar, yakın bir insanın kaybı gibi psikolojik durumlar ve aşırı alkol kullanımı, ilaç kullanımı, korkutucu veya üzücü bir olay gibi etkenler de neden olabilir.
Kaygı bozuklukları rahatsızlığı ruhsal ve zihinsel sorunlar içinde çoğunlukla görülen rahatsızlıklardan biridir. Yapılan çalışmalara ve araştırmalara baktığımızda, hayat boyu yaygınlığının %10 ile %25 arasında olduğunu görmekteyiz. Kadınlarda erkeklere oranla iki kata yakın daha fazla görülür. Rahatsızlık genelde, çocukluk ve erişkinliğe geçiş sürecinde başlamaktadır.
-Gerginlik durumu
-Kötüyü ön görme hali
-Huzursuzluk Hali
-Sinir hali
-Baş Ağrısı durumu
Anksiyete bozukluğu rahatsızlığı belirtilerini düşürmekve rahatsızlık sürecini yönetmek için birçok tedavi alternatifi mevcuttur. Fakat en yaygın iki tedavi yöntemi psikoterapi ve ilaçlardır. Hangi tedavi yöntemine daha iyi yanıt vereceğiniz, deneme-yanılma yoluyla sağlanabilir.
Anksiyete BOZUKLUĞU Uzmanları
Psikolog Hazal Akşahin
Klinik Psikolog
Psikolog Ayşe Ülkü Güvener
Psikolog
Psikolog Şakir Yavuz
Psikolog & Yaşam Koçu
Psikolog Efsun Yıldırım
Psikolog & aile terapisti